UÇAN KAFA!
Gelin, Görün, Uçun!
Deniz Yalcın ve Elif İzgi Uluyuz işbirliğiyle hazırlanan bu blogda.. gibi bir girişe uygun bir blog değil bu. Öyle ki Deniz'in güncel müzik-spor yazılarıyla Elif'in mizahi eleştiri yazılarının birleşimi sonucu ortaya çıkmış bir blog yalnızca. İyi okumalar. İyi eğlenceler. Mutluluk ve sağlıcakla ey okurlar!
.
.
24 Temmuz 2010 Cumartesi
Ttnet işlemimi gerçekleştirebiliyor musun? Sesimi duyabiliyor musun?
Biz ailecek hesabımızı iyi biliriz. Ben doğduğumdan beri, kendimi bildim bileli bu iş böyledir.
Ama ttnet ve 11818 gibi hizmetler, bizim bu titizliğimizin farkında değiller hala.
Arıyosun ttnet'i;
diyeceğin 3 kelimedir zaten:
'' İnternete - Bağlanamıyorum - Abi''
(yani benim bu güne kadar başka bi sorunum olmadı sizi bilemem)
Başlıyo teknik servis için 1'i şu için 2 bu için 3'ü tuşlayın diye.
Neyse tuşluyosun sanki hemen muradına erecekmişsin gibi, ama nafile!
Yarım saat sonra Mozart'tan nağmer dinletiyorlar, sen en sonunda yılıyorsun bu işten, telefonu alıp suyunu içiyorsun, özel ihtiyacını karşılıyorsun vs.
Bu işlemler saatler sürsede, telefona çıkacak olan yardımcı şahıs birtürlü çıkmıyor.
Sen Mozart'la başbaşasın. Bekleme sırasında 'Klasik müzik dinletiyoruz, ah çok elit'
ayağına olan sana oluyo.
Telefon para yazıyo orda!
Millet '' bi ssaaaniye işleminizi gerçekleştiriyorum, burdan sesinizi alamıyorum alo ALO!'' ayağına para kazanıyor.
Zaten konuşmanın yarısı 1'i 2'yi tuşlayın diye geçiyor, sonra Mozart faslı var. Bunların sonunda ermiş kişi telefona bağlandığında ise kişisel bilgilerinizi soruyor. Ben artık ezberledim bu soruları ve soruların sırasını, telefondakiyle dalga geçercesine donumun markasını bile söyleyebilecek hale geldim.
''Annenizin kızlık soyadı, babanızın yaşı diye sorularla ömrün geçiyor gidiyor.
Geçen gün aradığımda anneannemin soyadının bir ve üçüncü harflerini sordular. Nasıl bir güvenlik teyididir bu, aman allahım! (inanmayan denesin.)
Seni ordan oraya ordan oraya ''yönlendirip'' duruyorlar sen mal oluyosun en sonunda. 4 tane numara çevirdim hepsiylede en az yarım saat konuştum zaten bi ''işleminizi gerçekleştiriyorum'' diyorsa yandın. Saatler ve sen. Başbaşasınızdır artık.
Bir de eğer sorun internetle ilgiliyse sana bir hizmet numarası söyleniyor, bunu adres kutusuna girmen isteniyor. Telefondaki adamın bana 5-10 tane hizmet numarası yazdırmasından sonra ancak doğru numarayı bulabilyoruz.
ALKIIŞ!
Bu telefon konuşmalarına arkadaşlarımla olan konuşmalarımda dahil. Evde tek kişi yaşamıyorum ki, kardeşiminde konuşmaları oluyor. Hadi onu geçtim haftada 90 kere sipariş için Mc Donald's ı arıyoruz zaten iki saat ne yiyeceğine karar veremeyen kardeşiminde tuzu biberi katkısı var bu faturalarda!
Ay sonu! Uçuk bir fatura geliyor ve bomba patlıyor.
Ardından ttnet' e olan beste ve güftelerim, gereksiz sövgülerim...
23 Temmuz 2010 Cuma
Güldürme beni FACEBOOK
Az önce Facebookta bir grup gördüm adı : "M. Jackson'nın 10 milyon hayranı var, Barış Manço'nun neden yok"
Hayran sayısı: 438 bin küsür. yemin ediyorum gülmekten sandalyeden düşüyordum. Yahu böyle bir zihniyet olabilir mi kardeşim ? Tamam Barış Manço çok büyük, yüce, yetenekli ve seveni çok bir sanatçımızdı ama COME ON!! Diğer tarafta Michael Jackson var. Adam bir Kral. Her ne kadar sevmesemde bu doğru. Şöyle düşünün o gubun kurulması için siz M. Jackson'ı biliyorsunuz ama Michael Jackson'ı bilen bir Amerika'lı Barış Manço'yu bilmiyor. Öküz matematiği yapsamda bu iş böyle. sonra bi kaç tane daha gördüm ama onlar sonraki yazının konusu. bundan sonra karar verdim 2-3 günde bir boyle abuk subuk çok hayran toplamış grupları ifşa edicem
Hayran sayısı: 438 bin küsür. yemin ediyorum gülmekten sandalyeden düşüyordum. Yahu böyle bir zihniyet olabilir mi kardeşim ? Tamam Barış Manço çok büyük, yüce, yetenekli ve seveni çok bir sanatçımızdı ama COME ON!! Diğer tarafta Michael Jackson var. Adam bir Kral. Her ne kadar sevmesemde bu doğru. Şöyle düşünün o gubun kurulması için siz M. Jackson'ı biliyorsunuz ama Michael Jackson'ı bilen bir Amerika'lı Barış Manço'yu bilmiyor. Öküz matematiği yapsamda bu iş böyle. sonra bi kaç tane daha gördüm ama onlar sonraki yazının konusu. bundan sonra karar verdim 2-3 günde bir boyle abuk subuk çok hayran toplamış grupları ifşa edicem
22 Temmuz 2010 Perşembe
erkek, kadın, gay ve teknoseksüel
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4B2LGJdtGFsDQJZuENrJEP8icF-lxwwoa_lPMwo-Idl1jRzccKs8drwmpqkdYWCQZjx85rUlJcCzKF9Of5A0_iFSiCm6ylMBnIpDL7jNwEvjFuXT8ry22vV5cmUJpwpjRrkrYR_gMkEgK/s320/kizlar_icin_teknoloji.jpg)
yanlış paragraf ama bu konuyu yazmak nerden aklıma geldi söyleyim. Efenim şinci, herkesin muhabbeti, bir ipad, bir notebook, bir şey olmuş. Herkese tavsiyen vermek için uğraşan insanlar koşuşturuyo falan, bi ara çok yoruldum (ben kimim ki) falan filan aklıma bu fikir geldi zaten blogun patronu beni bayıyor yazı yaz diye... Bende aklıma gelen ilk şeyi yazdım bunu yazmamam gerekiyodu zaten ama olsun. Sonraki sefere başka yazarız.
11 Temmuz 2010 Pazar
LeBron JAMES artık bir MIAMI biatch
Evet sonunda bütün spor severlerin dünya kupası finalinden bile daha çok merak ettiği, hakkında 3 yıl öncesinden spekulasyonlar yapılan NBA starı LeBron James Miami Heat'le anlaştı.
Öncelikle ailesini düşündüğünü söyleyen 25 yaşındaki yıldızın, şampiyonluk isteğide bu seçimin arkasında ailesi kadar önemli duruyor. Dwayne Wade, Lebron James ve Chris Bosh triosunda esas sorumluluğu kim alacak bilmiyorum ama bir adet şampiyonluk kesin gelecek. (neden 2 adet olmadığını alt paragrafta açıkladım). Bu arada Clevland'a LeBron fanatikleri forma yakıyorlarmış. Yahu kardeşim niye yakıyorsunuz? aptal mısınız? adam haklı tatil köyü gibi yere gidiyor; plajlar bikinili, iri memeli dolgun kalçalı kızlar üstüne üstlük adam kesin şampiyon olacak. yerinde olsam bende, Obama'da, Bono'da giderdik.
Amma velakin (bana göre), bu gidişle amerikanın doğu yakasındaki bütün takımlar batacak. Umutlanmayın ki, yeni bir hanedanlık başlayacak. Çünkü herhangi bir takımda görülmeye değer oyuncu kalmadı. Bu yüzden taraftarlar bilet veya forma almayacaklar. Böylece Miami dışındaki takımlar para kazanamıyacak. Onun için seneye eğer lokavt olursa, kobe gibi oyuncular da miami'ye giderse yada NBA kökten kapatılırsa şaşırmayın ;)
Deniz YALÇIN
Deniz YALÇIN
Şirin Ediger ?
Bu sabah gazetelerin internet sayfalarını karıştırırken Okan Bayülgen'in eşi olan Şirin Ediger'le ilgili bir röportaj gördüm. Şirin Ediger tarzı düşünceleri ve yaptığı reklamcılık işiyle son zamanlarda çok takip ettiğim bir kişilik. Alamet-i farika isimli reklam ajansında çalışan Ediger bir röportajında,
''Nefret ettiğim çok ama çok şey var, çok pozitif insanlarla aynı ortamlarda kalamıyorum, fenalık basıyor. Şu sıralar nefret ettiklerimden aklıma gelenler; müzayedelere katılıp toplu sanat alımı yapan birtakım “isimler”, karısına doğum hediyesi alan kocalar, televizyondaki dizi dünyası, köşelerini kendi malı gibi kullanan köşe yazarları,( en çok buna katılıyorum ) yazın yaklaşması dolayısıyla bikinili tatilci fotoğraflarına yine maruz kalacak olmak, kadınların çiçek-mum-çikolata üçlüsünü sevmesi...'' demiş.
Bugün gazetesinin internet sayfasında olan bu röportajın altında bir kaç yorumada rastladım.
-bence psikolojik tedaviye ihtiyacı var.
-konuşmuş olmak için konuşmuş.
-kendi negatifliğiniz elbet bir bumerang gibi size döner. (ben böyle yaratıcı bir yorum görmedim!)
-sevgiden yoksun büyümüş.
gibi.
Yorumlar aynen klasik ve konu hakkında düşünmeden yargılayan bir okurdan beklediğim gibiydi.
Peki neden?
İnsanların kendine ait tarzı, düşünceleri, konuşmaları sanki yasakmış gibi, bir anda herkesin alışıldık bir düşüncenin dışına çıkan bir kimseyi yargılaması ne saçma!
Lakin herkesin kendine ait bir fikre veya olaya karşıt düşüncesi vardır. Mühim olan bunu cesurca dile getirebilmek değil midir?
Nefret ettiğim en önemli şeylerden biri; insanların anlamadan düşünmeden bilmeden olayları yargılamaları! Bu şekilde haklı olsalar, haklı bir düşünceyi savunsalar bile haksız duruma düşmeleri...
Elif İzgi ULUYÜZ
''Nefret ettiğim çok ama çok şey var, çok pozitif insanlarla aynı ortamlarda kalamıyorum, fenalık basıyor. Şu sıralar nefret ettiklerimden aklıma gelenler; müzayedelere katılıp toplu sanat alımı yapan birtakım “isimler”, karısına doğum hediyesi alan kocalar, televizyondaki dizi dünyası, köşelerini kendi malı gibi kullanan köşe yazarları,( en çok buna katılıyorum ) yazın yaklaşması dolayısıyla bikinili tatilci fotoğraflarına yine maruz kalacak olmak, kadınların çiçek-mum-çikolata üçlüsünü sevmesi...'' demiş.
Bugün gazetesinin internet sayfasında olan bu röportajın altında bir kaç yorumada rastladım.
-bence psikolojik tedaviye ihtiyacı var.
-konuşmuş olmak için konuşmuş.
-kendi negatifliğiniz elbet bir bumerang gibi size döner. (ben böyle yaratıcı bir yorum görmedim!)
-sevgiden yoksun büyümüş.
gibi.
Yorumlar aynen klasik ve konu hakkında düşünmeden yargılayan bir okurdan beklediğim gibiydi.
Peki neden?
İnsanların kendine ait tarzı, düşünceleri, konuşmaları sanki yasakmış gibi, bir anda herkesin alışıldık bir düşüncenin dışına çıkan bir kimseyi yargılaması ne saçma!
Lakin herkesin kendine ait bir fikre veya olaya karşıt düşüncesi vardır. Mühim olan bunu cesurca dile getirebilmek değil midir?
Nefret ettiğim en önemli şeylerden biri; insanların anlamadan düşünmeden bilmeden olayları yargılamaları! Bu şekilde haklı olsalar, haklı bir düşünceyi savunsalar bile haksız duruma düşmeleri...
Elif İzgi ULUYÜZ
4 Temmuz 2010 Pazar
FORMSPRING Çılgınlığı!
Yıllardan beri ezilen ezer ezdiği kişide ezilmiş olduğundan o da ezer şeklinde bi kısır döngü var...Evet sonuç olarak sizde bu kısır döngünün çılgınlığına kapıldıysanız sizde egolarınızı tatmin etmek için çeşitli yollar ararsınız. İşte bunun için son zamanlarda bi ''formspring çılgınlığı'' var. Bu çılgınlığa bende dahiliyet gösterdim ve hemen birtane aldım. Artık benimde bir formspring hesabım vardı. Yani insanların egolarını benimle beraber tatmin edecekleri bu hesap aynı zamanda benimde egolarımı tatmin etmemde yarar sağladı. Şöyle ki bana türlü türlü yorumlar geldi. Aslında soru sorulması gereken bir yer ama ve lakin insanlar çoğunlukla vücudum hakkında yorum yaptılar. Yorumlara örnek olarak 'kalçalarım bacaklarım boyum kilom saçım eteğim' vs. dahildi. Olmayan kalçalarıma tapan insanlardan, incecik bacaklarımdan nefret eden, saçlarımı hergün inceleyen ve vücudumu kıskanana kadar bir çok insan vardı.. Ben bana gelen güzel ve iltifatii yorumlarla egomu tatmin ederken ve mutlu olurken, bana kötü yorum yapan ve bacaklarıma türlü türlü laf eden can-ı gönülden taktiir ettiğim bazı arkadaşlarda kendi egolarını tatmin ettiler. bende hiç utanmadan sıkılmadan hepsini yayınladım ki mutlu olsunlar:) formspring öyle bir ortam ki insanlar kendilerine gelen kötü yorumlardan dolayı oradaki kötü yorum yazan anonimle polemiğe bile giriyorlar. bu en içler acısı zaten. sen adını sanını bilmediğin bi insanın yaptığı kötü anlamlar içeren yorumlarla niye dövüşüyosun ki? güzel yorum gelirsede mütevazıı bi şekilde 'tişikkür idiriim ah caniiğğmm' şeklinde cevap verip aslında bilgisayar karşısında 'sonunda güzel bir şey geldi eyy yaratanımm' diye havaya uçuyolar. neyse toplumumuzun ve şu an ki gençliğimizin bu tür paylaşım ve anonimsel sitelere ihtiyaçları var. yoksa insanlar egolarını tatmin edemeyip birbirlerine giriyorlar. Yüzyüze sinir oldukları insanın yüzüne söyleyemeyipte formspring ine istedikleri hertürlü küfürü yazıp sayıp sövebiliyorlar. işte eglence ve eziklikte bu ya.. Ben formspringini kapatmış aklı selim bir insan olarak egosunu tatmin etme yolundaki insanlara başarılar diliyorum. formspringi bulan her kimse ona da burdan söylüyorum '' sana saygım sevgim takdirim sonsuz'' !!! Sayende hayat insanların formspring polemiklerini okuyarak çok eglenceli..
Elif İzgi ULUYÜZ
Elif İzgi ULUYÜZ
Haftalık Müzik Haberleri
Neler olmaktadır müzik aleminde?!
Sonisphere
Geçtiğimiz haftayı sonsiphere ile kapadık ve İstanbulu felç ettik.
Senenin tek uluslararası metal festivali Türkiye'ye de gelerek bir çok metal severi, barındırdığı ultra mega süper gruplar ile mutlu etti. 12 ana grubun konser verdiği inönü'de kuşkusuz en iyi ve ilgi çekici performans Rammstein idi. Ama zevkler ve renkler tartışılamayacağı için bu konuya girmeyeceğim.
Sonuç olarak 2010 da dahil olmak üzere ülkemize son yıllarda gelen müzik gruplarının kalitesi çok arttı. buna ekonomik krizin müzik piyasasına etki etmesi ve grupların daha çok para kazanmak için gelmeleri mi, İstanbul'un 2010 kültür başkenti seçilmesini mi, yoksa İstanbulun çok iyi bir izleyici kitlesine sahip olması mı dersiniz bilemeyeceğim ama şu bir gerçek ki eğer her şey boyle giderse 10 yıl içinde bana göre İstanbul, Atina'yı sollayarak doğu avrupa'nın konser merkezi olacak.
Dedikodu
-Geçenlerde Virgin Radio Cenevre istasyonun RHCP'ın 2011 başında album çıkarıcağını duydum! Acaba bir avrupa turnesi yaklaşıyor mu ?
Keşif
Hallway Tussle
Arkadaşlarımın kurduğu bu alternatif rock grubu herhalde son zamanlarda dinlediğim en canlı ve sade grup. Şu anlık sadece 2 şarkıları olan amatör grubun günümüzdeki bir çok müzik kirliliğinden daha iyi olduğuna 100% eminim.
Herkes dinlesin diye myspace adresleri : http://www.myspace.com/hallwaytussle
ve klipleri:
Deniz YALÇIN
Sonisphere
Geçtiğimiz haftayı sonsiphere ile kapadık ve İstanbulu felç ettik.
Senenin tek uluslararası metal festivali Türkiye'ye de gelerek bir çok metal severi, barındırdığı ultra mega süper gruplar ile mutlu etti. 12 ana grubun konser verdiği inönü'de kuşkusuz en iyi ve ilgi çekici performans Rammstein idi. Ama zevkler ve renkler tartışılamayacağı için bu konuya girmeyeceğim.
Sonuç olarak 2010 da dahil olmak üzere ülkemize son yıllarda gelen müzik gruplarının kalitesi çok arttı. buna ekonomik krizin müzik piyasasına etki etmesi ve grupların daha çok para kazanmak için gelmeleri mi, İstanbul'un 2010 kültür başkenti seçilmesini mi, yoksa İstanbulun çok iyi bir izleyici kitlesine sahip olması mı dersiniz bilemeyeceğim ama şu bir gerçek ki eğer her şey boyle giderse 10 yıl içinde bana göre İstanbul, Atina'yı sollayarak doğu avrupa'nın konser merkezi olacak.
Dedikodu
-Geçenlerde Virgin Radio Cenevre istasyonun RHCP'ın 2011 başında album çıkarıcağını duydum! Acaba bir avrupa turnesi yaklaşıyor mu ?
Keşif
Hallway Tussle
Arkadaşlarımın kurduğu bu alternatif rock grubu herhalde son zamanlarda dinlediğim en canlı ve sade grup. Şu anlık sadece 2 şarkıları olan amatör grubun günümüzdeki bir çok müzik kirliliğinden daha iyi olduğuna 100% eminim.
Herkes dinlesin diye myspace adresleri : http://www.myspace.com/hallwaytussle
ve klipleri:
Deniz YALÇIN
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)